Dizel Lokomotifler ve dizel motorlar
Dizel lokomotifi farklı olarak kendi elektrik güç santralını gövdesi içinde kurmuştur. Dizel motoru havayı silindir içine emerek sıkıştırır. Sıkıştırılan hava o kadar ısınmış olur ki, hazneye gıreı dizel yakıtını bir kıvılcıma gere* kalmadan ateşleyebilir. Bu ateşleme^ iki veya dört zamanlı motorlarda 36W beygir gücü üretebilir.
Dizel motoru genellikle mekanik enerjiyi, doğru akıma çeviren bir j jeneratöre veya alternatif akıma çeviren bir alternatöre bağlanır. Elektrik bu durumda elektrikli lokomotiflerde olduğu gibi dingillere bağlı olan elektrik motorlarını çalıştırır. Alternatif akım sistemleri daha verimli ve çalışma sırasında daha masrafsız, olarak daha yüksek beygir gücü kapasitesine ulaşabilirler.
Bazı dizel lokomotiflerinde, özellikle Alman dizaynında, güç elektriğe çevrilmek yerine, yağla dolu bir haznedeki türbini işletmek için santrifüj pompa bulunduran bir hidrolik tahrik mekanizmasından tekerleklere güç ileten bir tahrik mili kullanılır.
Modern lokomotif dizaynı daha fazla
verim ve daha arttırılmış çekme (cer) j kuvveti göstermektedir. Örnek olarak, son zamanlardaki modeller, tekerleklerin kaymasını azaltmak üzere radar ile donatılmışlardır. Radar aleti raylar üzerinde tekerleğin kayabileceği noktaları göz önüne alır, daha iyi bir çekme vermek üzere demir yoluna otomatik olarak kum boşaltır. İmalatçılara göre. bu basit görünen gelişme, lokomotiflerin yük çekebilirliğini yüzde 33 arttırmıştır.
İnsanlar ilk çağlarda toplum ve doğa olaylarını anlamakta güçlük çektiler. Her ol onlara önce Tanrıyı düşündürdü: Gök gürlemesi Tanrının hiddetiydi. Yıldırımlj kasırgalar, susuzluklar Tanrının insanlara verdiği cezalardı, insanlar her doğa olj yını korkuyla karışık bir hayranlıkla izledi. Zengin bir hayal dünyası olan ilk insanlar, önemli gördükleri her olayı, olağanüst olay ve hayallerle süsleyerek birbirlerine anlattılar. Yeni olaylarla zenginleşen destanlar, halk arasında yayılarak ortak bir eser haline geldi. Destanlan anlatan her yeni ağız destanlara yalnız bir olay değil, dil ve söyle yiş güzelliği de kattı. Destanlar, başlangıçta manzum oldukları, ezgiyle söylendikleri için halk dilinde uzun süre yaşayabildi. Özkırımlı'nın (1995) Tarih İçinde Türk Edebiyatı adlı yapıtında da belirttiği gibi: "Denilebilir ki, doğayla savaşımın ve toplum biçiminin, yine toplumun ortak düş gücüyle insanın zihninde sanatsal bir biçimde yoğrulması destanları doğurmuş; insanlar toplumun
Yorumlar
Yorum Gönder