Ana içeriğe atla

Kapadokya'nın Jeolojik Oluşumu, Kapadokya'nın jeolojik özellikleri

Kapadokya Bölgesindeki Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde aktif birer volkandı. Volkanların püskürmeleri Üst Mi-yosen'de (10 milyon yıl önce) başlayıp, Pli-osen'e ( 2 milyon yıl önce) kadar sürmüştür.

Neojen gölleri altmdaki yanardağlardan çıkan lavlar, platoda, göller ve akarsular üzerinde 100-150 m. kalınlığında farklı sertlikler halinde tüf tabakasını oluşturmuştur. Bu tabakanın bünyesinde tüften başka tüffit, ig-nimbirit tüf, lahar, volkan külü, kil, kumtaşı, marn, aglomera ve bazalt gibi jeolojik kayaçlar bulunmaktadır.




Ana volkanlardan püsküren maddelerle şekillenen plato, şiddeti daha az olan küçük volkanların püskürmeleriyle sürekli değişime uğL ramıştır. Üst Pliosen'den başlayarak -başta Kızılırmak olmak üzere- akarsu ve göllerin bu tüf tabakasını aşındırmaları nedeniyle bölge bugünkü halini almıştır.

Vadi yamaçlarından inen sel sulan ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla 'Peribacası' adı verilen ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamalarına ve kopmalarına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşman malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yeralan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacalan konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır. Gövde tüf, tüffit ve volkan külünden oluşmuş kayaçtan; şapka kısmı ise lahar ve ignimbirit gibi sert kayaçlardan oluşmaktadır. Yani şapkayı oluşturan kaya türü gövdeyi oluşturan kaya topluluğuna oranla daha dayanıklıdır. Bu, peribacasının oluşumu için ilk koşuldur. Şapkadaki kayanın direncine bağlı olarak peribacalan uzun veya kısa ömürlü olmaktadır.

Kapadokya Bölgesi'nde erozyonun oluşturduğu peribacası tipleri; şapkalılar, koniler, mantar biçimliler, sütunlar ve sivri kayalardır.
Peribacalan en yoğun şekilde Ürgüp- Uçhisar-Avanos üçgeni arasında kalan vadilerde, Ürgüp-Şahinefendi arasında, Nevşehir Çat kasabası civarında, Kayseri Soğanlı vadisinde ve Selime köyü civarında bulunmaktadır.

Peribacalannın dışında vadi yamaçlanndayağ-mur sularının oluşturduğu ilginç kıvnmlar bölgeye ayrı bir özellik katmaktadır. Bazı yamaçlarda görülen renk armonisi lav tabakalarının ısı farkından dolayıdır. Bu oluşumlar Uçhisar, Çavuşin-Güllüdere, Göreme-Mesken-dir, Ortahisar Kızılçukur ve Pancarlı vadilerinde gözlenir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

tren çeşitleri nedir

Lokomotif kelimesi birçok kişiye buhar makinası olarak bilinen çelik ve dumandan meydana gelmiş büyük bir karışımı hatırlatır. Maalesef, günümüzde buharlı lokomotiflerin de (bir kaç istisna dışında) dinozorlar gibi nesilleri tükenmiştir. Tekerlekli sıcak su kazanına benzeyen 1804'deki Trevithick lokomotifinden. Union Pacific'in 1941'de yaptığı 600 tonluk büyük "Big Boy" u dünyanın buharlı lokomotiflerinin çoğu gibi, demiryolu istasyonlarından hurdalıklara giderek, yerlerini daha güçlü ve daha verimli makinalara bırakmışlardır. --> Lokomotif Çeşitleri Lokomotifler trenleri çeken makina-lardır. Modern lokomotiflerin dizel veya elektrik güçlü oldukları düşüncesi yaygındır. Ancak bu tam anlamıyla doğru sayılmaz, hemen hemen bütün dizel tipi lokomotifler çeri (bir lokomotifin çekme kuvveti) elektrik motorlarıyla üretirler. Motorlarını çalıştırmak üzere dışarıdaki bir kaynaktan (üzerindeki telden üçüncü raydan) elektrik alan lokomotife elektrikli lokomotif den...

Meryem Ana Kilisesi, Kılıçlar Kuşluk Kilisesi

Tokalı Kilisesinin arkasındaki sırtta, Açık Hava Müzesine yaklaşık 250m. uzaklıkta. Kılıçlar Kilisesi'nin güneyindeki dik yamaçta yer alır. Net enlemesine dikdörgen planlı farklı genişlik ve yükseklikteki iki beşik tonozla örtülüdür. Kilise aziz figürleri ve incil siklusu-nun dört sahnesini içermektedir. Sahneleri; Deesis, Bey tül I ahim e yolculuk, Doğum, îsa çarmıhta, Meryem'in ölümü ve aziz tasvirleri.

elektrikli trenler nedir

Elektrikli lokomotifler ilk olarak 19. yüzyılın sonunda kullanılmaya başladı ve Batı Avrupa ile Japonya'da büyük yaygınlık kazandı. İtalya'daki demiryolları ise 1902'de elektrikli tren çalıştırmaya başladılar. Elektrikli lokomotifler dizel lokomotiflerden daha ucuz, daha verimli ve daha az kirleticidirler. En büyük mahzuru ise, elektrikli demiryolunu, kuvvet merkezi, tali merkez ve havai teller ile kurma ve bakım maliyetinin yüksekliğidir. Elektrikli lokomotifler elektrik enerjisini üzerlerindeki tellerden bir pantograf ile (makinist yerinin üstünde bulunan katlanabilir, elmas-şekilli bir cihaz) alırlar. Modern sistemlerin çoğunda, tellerin taşıdığı alternatif akım 25.000 volttur (50 veya 60 hz. yani devir/sn.) Amerika Birleşik Devletleri'-nin kuzeyinde ise demiryolu ağı 11.000 volt ve 25 Hertz taşır. Lokomotif içinde elektrik akımı önce -genellikle silisyumlu doğrultucular kullanılarak- alçak-gerilim doğru akıma çevrilir. ' Lokomotifin her bir dingil üzerinde bul...