Ana içeriğe atla

iş yerinde verim arttırma teknikleri

■ Yöneticilerin örnek olduğu, saygının ve güvenin yaygınlaştırıldığı bir yönetim
anlayışının tesisi,

■ Yenilikçi bir yapının ve sürekli gelişmenin egemen olduğu bir yapının inşaası,
■ Şirketin bütün çalışanları tarafından paylaşılan kurum kültürünün dokunması,
■ Departmanlar arası duvarların yıkılıp savaşların bitirildiği, insan tabiatına uygun ve coşku dolu bir ortamın oluşması,
■ Çalışanlar arası sevginin, saygının, güvenin, yardımlaşmanın ve dayanışmanın oluşturulduğu takımlarla enerjinin sinerjiye dönüştürülmesiyle çalışanlann yüzlerinin ve yüreklerinin güldürülmesi,




■ İnsanların heves ve heyecanlarının kırılmadığı bir çalışma şekli,
■ Çalışanların konuştuklarından sorgu-
lanmadığı bir ortamın yapılmasıyla üretkenliğin artırılması,
■ İşletmenin çalışanlarından, işletmenin muhatap olduğu bütün kişilere herkesin memnun edildiği ve bütün faaliyetlerde kalbe endeksli kılman bir gönül birliğinin yapılandırılması,
■ Çalışanları işletmelerine gönülden bağlamanın hedeflenmesi,
■ Çalışanlara güven duyulup onlara yetki ve sorumlulukların verildiği bir paylaşım anlayışına sahip olunması,
■ Problemleri öğrenme fırsatı gören bir yaklaşımın gösterilmesi,
■ İnsanların birbirleriyle uğraşmadığı, birbirini çekiştirmediği, bunun yerine işe yoğunlaşıp bilginin paylaşıldığı bir yöntemin tesisi,
■ Yöneticilerin herkese karşı güler yüzlü, tadı dilli, açık sözlü, samimi ve hoşgörülü olduğu, dinlemesini bilen bir yaklaşımla hareket ettiği bir anlayış 'gönülden katılımı' sağlayacak bir yapıyı işaret ediyor.
Bunun için 'Kalbe Endeksli Yönetim* modelini öneriyoruz. Şirketlerin kalp sağlığı açısmdan dayanıldı yapıların oluşumu ve imarı için bu anlayış modelinin uygulanmasını doğru buluyoruz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Destanların ortaya çıkış hikayesi

İnsanlar ilk çağlarda toplum ve doğa olaylarını anlamakta güçlük çektiler. Her ol onlara önce Tanrıyı düşündürdü: Gök gürlemesi Tanrının hiddetiydi. Yıldırımlj kasırgalar, susuzluklar Tanrının insanlara verdiği cezalardı, insanlar her doğa olj yını korkuyla karışık bir hayranlıkla izledi. Zengin bir hayal dünyası olan ilk insanlar, önemli gördükleri her olayı, olağanüst olay ve hayallerle süsleyerek birbirlerine anlattılar. Yeni olaylarla zenginleşen destanlar, halk arasında yayılarak ortak bir eser haline geldi. Destanlan anlatan her yeni ağız destanlara yalnız bir olay değil, dil ve söyle yiş güzelliği de kattı. Destanlar, başlangıçta manzum oldukları, ezgiyle söylendikleri için halk dilinde uzun süre yaşayabildi. Özkırımlı'nın (1995) Tarih İçinde Türk Edebiyatı adlı yapıtında da belirttiği gibi: "Denilebilir ki, doğayla savaşımın ve toplum biçiminin, yine toplumun ortak düş gücüyle insanın zihninde sanatsal bir biçimde yoğrulması destanları doğurmuş; insanlar toplumun

divan edebiyatı kıyafetleri yüz okuma

Dış görünüşü, göz, saç rengini inceleyerek insanlann huylarına dair çıkarımlar yapan bilim Osmanlı'da "İlmü-I kıyafet'ül beşer" ve "İlmü'l feraset" adıyla anılır. Öte yandan, dış görünüşün iç dünyayı yansıtacağı fikri, Divan edebiyatında "kıyafet-name" denilen metinlerin hazırlanmasına yol açmıştır. XV. yüzyılda yaşayan Akşemsettin'in küçük oğlu Hamdullah Hamdi'nin Kıyafetna-me'si bu eserlerin en bilinenidir. XVIII. yüzyıl ozanı İbrahim Hakkı'nın Marifetname'si ise oldukça meşhur başka bir kıyafetnamedir. Kıyafetnameler, kumral, siyah saçları, siyah gözleri över. Bu özelliklere sahip kişilere akıllılık, sabır, zekâ gibi nitelikler yakıştırır. Küçük başı akıl azlığına, büyük başı zekiliğe, uzun dili budalalığa işaret gösterir. Parmaklar, dişler, burun, dil, dudaklar, tırnaklar, kulaklar, benler, saçlar, hatta tüyler, renk, şekil, kalınlık ve incelik bakımından anlamlandırılır. Kıya-fetnamelere göre güzellik öğesi sayıl

İtalyanca örnek cümleler

• Aki aspetta mi a Ankara. Ali beni Ankara’da bekliyor. • İo aspetto ti a Roma. Seni Roma’da bekliyorum. • İo Aspetto ti alla banca. Seni bankada bekliyorum. [la banca] • Perche vai a Ankara? Niçin Ankara’ya gidiyorsun? • Perche io abito a Ankara. Çünkü Ankara’da ikamet ediyorum. • Dove abiti? Nerede ikamet ediyorsun? • İo abito a İzmit. İzmit’te ikamet ediyorum. • Dove aspetti mi? Beni nerede bekliyorsun? • Aspetta ti alla fermata. Seni durakta bekliyorum. [la fermata] • Aspetto ti a Ankara oggi. Bugün seni Ankara’da bekliyorum. • Aspetto ti a Ankara domani. • Aspetto ti a Ankara stasera. • Aspetto ti a Ankara alle sei. • Aspetto ti a Ankara mercoledi. Çarşamba günü seni Ank. bekli. • İo non sono qua. (burada değilim.) • İo sono qua. (buradayım) • Aki aspetta mi a Ankara. Ali beni Ankara’da bekliyor. • İo aspetto ti a Roma. Seni Roma’da bekliyorum. • İo Aspetto ti alla banca. Seni bankada bekliyorum. [la banca] • Perche vai a Ankara? Niçin Ankara’ya gidiyorsun? • P